Bundan tam 83 yıl önce yaşanan ve resmi tarihin “Şeyh Sait İsyanı” olarak adlandırdığı olaylar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve en önemli olaylarındandı...
--------------------------------------------------------------------------------
14 Şubat 2008 14:09
--------------------------------------------------------------------------------
Şeyh Sait olaylarının yıldönümünde torunları konuştu:
- - Şeyh Sait, İslam birliği istiyordu
- - Şeyh Sait olaylarında da ‘Ergenekon’ parmağı
Bundan tam 83 yıl önce yaşanan ve resmi tarihin “Şeyh Sait İsyanı” olarak adlandırdığı olaylar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve en önemli olaylarındandı. Döneminde yaşanan olaylar ve benzer söylemlerin hala devam ettiği olaylarla ilgili çok ilginç iddialar varken, Şeyh Sait’in torunları ise iddiaların çoğunun yalan olduğunu açıladı.
“RESMİ TARİH YALAN SÖYLÜYOR”
“Dünyanın her yerinde baskıcı sistemler kendi görüşlerini topluma kabul ettirmeye çalışıp onu bir din haline getirirler” diyen Fırat, Kemalist ideolojinin de bu şekilde algılandığını ve özellikle Kürtler üzerindeki uygulamaların da bunu doğrulayan sonuçlar doğruduğunu söyledi. 1925 Şeyh Sait olaylarının doğru aktarılmadığını kaydeden Fırat, İngilizlerle birlikte hareket etme iddiasının yaan olduğunu vurguladı. Resmi tarihinin birçok konuda olduğu gibi bu konuda da yalan söylediğini belirten Fırat, “Batı, türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadrolardan İslam’a karşı olan ve Batı’yı taklit eden bir sistem istedi ve bunlar İngiliz arşivlerinde var” dedi.
*************************************************************************************************************
HİÇBİR KÜRT AYRILIK İSTEMEDİ
Kürtlerin, tarihin hiçbir zamanında ayrılık istemediğini anlatan Abdülmelik Fırat, tezlerini şu gerekçelerle açıkladı:
“Birinci Dünya Savaşı sonunda Kürtlerin yüzde 90’ı ayrılık istemedi. Türkiye Cumhuriyeti’ni beraber kurmak istediler. Mustafa Kemal’in Kürt ağalarına yazdığı mektupların hepsi varislerinde duruyor. Amasya Tamimi’ndeki metinde Kürtlere vurgu yapılırken, 1924 Anayasasında Kürtler görmezden gelindi. İngilizler ve Ruslar Anadolu’daki Kürtlere gidip devlet sözleri verip isyana teşvik ettiler, ama beklediklerini bulamadılar. Türkiye’deki Kürtlerden o kadar ümidi kesiyorlar ki, Irak’taki Şeyh Mahmud’a gidiyorlar. Ve o da kabul etmiyor.”
YAŞANANLAR PROVOKASYONDU
Şeyh Sait olaylarında da Kürtler silahlanıp bir ayaklanma başlatmadığını ifade eden Fırat, “Olayların başlayacağı günlerde Şeyh Sait Dicle’de küçük kardeşinin evinde misafir. Bir provokasyon yapılıyor. İsmet Paşa bile ‘Bütün çabalarıma rağmen Şeyh Sait’in İngilizlerle ilişkisine dair bir belge bulamadım’ diyor” şeklinde konuştu.
“BAŞÖRTÜSÜ KARŞITLARI UTANMADAN YALAN SÖYLÜYOR”
Üniversitelerdek başörtüsü yasağının kalkacak olmasını kaos ve dehşet ortamı gibi gösterenlere de tepki gösteren Abdülmelik Fırat, “Eni 30 santim, boyu 60 santi olan bir bez üzerinde Kemalistler dünyayı yıkmak istiyorlar. Bir ‘bez parçasından’ korkuyorlar ve yalanlarla toplumu dehşetengiz bir maceraya sürüklüyorlar utanmadan” dedi.
“MUSTAFA KEMAL SÖZÜNDE DURMADI”
Dedesi Şeyh Sait’in kardeşi olan Avukat Muhammed Akar, resmi tarihin Şeyh Sait Ayaklanması olarak nitelendirdiği olayların çok farklı olduğunu söyledi. Şu an AK Parti Diyarbakır İl Başkan Yardımcılığı da yapan Akar, İstiklal Mahkemeleri tutanakları ve kendi araştırma sonuçlarına dayanarak önemli açıklamalarda bulundu.
***************************************************************************************************************
İsyan diye adlandırılan olayların, İngilizler ile Şeyh Sait’in işbirliği olduğu iddiasının tamamen yalan olduğunu kaydeden Muhammed Akar, yaşanan olaylarda Mustafa Kemal’in Kürtlere verdiği sözleri tutmamasının önemli bir etkisi olduğunu anlattı ve şunları söyledi:
“Şeyh Sait’e olmasa da Mustafa Kemal, bölgedeki Kürtlere sözler vermişti. Haklarının korunacağı yönünde, ‘Her vilayetin kendi hükmi şahsiyeti olacaktır’ sözler var. 1924 Anayasasında Kürtlerin beklentileri karşılanmayınca rahatsızlık oluştu.”
“Şeyh Sait Efendi ayaklanma niyetinde değildi” diyen Muhammed Akar, “Toplum önderleri ve Batı’daki ulemadan imza toplayarak bir çeşit uyarı yoluna gitmek istiyordu” şekinde konuştu.
“İSLAM MEDENİYETİ BAKİ KALSIN”
Muhammed Akar’a göre Şeyh Sait’in en büyük rahatsızlığı Anadolu halkının İslam’dan uzaklaştırılmaya çalışılmasıydı. Akar bu durumu şöyle açıklıyor:
“Batı’dan ilim ve teknoloji alalım, fakat Türkleri, Kürtleri birarada tutan İslam bağını koparmayalım düşüncesindeydi O. Kendi ifadesiyle; ‘İslam medeniyeti baki kalsın’. İstiklal Mahkemesi tutaknalarına göre İstanbul’daki bazı gazetelerde Yüce islam Peygamberi ve Dini Mubin hakkında çıkan hakaretvari yazılardan –yine kendi ifadesiyle- ‘incinmişti’.”
“1925’TEKİ OLAYLAR PROVOKASYON SONUCUDUR”
Şeyh Sait’in hiçbir zaman silahlı bir direniş niyetinde olmadığının altını çizen Muhammed Akar, silahlı olayların bir provokasyon neticesinde ortaya çıktığı ve Şeyh Sait’in de kendisini bu kışkıtrmanın ortasınd abulduktan sonra kanlı olayların yaşandığını bildirdi. Ergenekon ve çetelerin gündemde olduğu bir dönemde, benzeri oluşumların ve zihniyetin 83 yıl önce de var olduğunun altını çizen ve tarihi gerçekleri yalanlayan ifadelerini Şeyh Sait’in kendi sözlerine ile İstiklal Mahkemesi tutanaklarına dayandıran Akar, bugünün gündemine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.
“BAŞÖRTÜSÜ BİR İNSAN HAKKIDIR”
Gündemin bir numaralı maddesi olan başörtüsü yasasının insan hakkı ve özgürlükler alanında atılmış önemli bir adım olarak nitelendiren Muhammed Akar, toplumsal uzlaşı ve birlik-beraberlik kavramlarının altını çokça çizdiği açılamalarına şöyle devam etti:
“2008 yılında atılacak adımlara dikkat etmek gerekir. Bugün artık bir uzlaşı kültürü yaratarak, toplumsal mutabakat sağlayarak sorunları çözmeliyiz. İnatlaşarak bir yere varılmaz. Şu an AK Parti’nin yapmaya çalıştığı şey de bir mutabakat sağlamaktır. Diğer kesimlerin de korkmasına hiç gerek yoktur. Doğru anlaşılmayı sağlamak lazım. Herkese bu konuda sorumluluk